**ZOR ZAMANLAR**  
**(Mario Vargas Llosa)**

2010 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mario Vargas Llosa, "Zor Zamanlar"da Soğuk Savaş yıllarında uluslararası komplolar ve çıkar çatışmalarından etkilenen küçük Orta Amerika ülkesi Guatemala’nın en acı dolu dönemini ele alıyor. Vargas Llosa, iktidar, yalan ve açgözlülüğün sürekli zulme dönüştüğü bir ortamda yaşananları gözler önüne seriyor. Yazar, tarihsel gerçekleri kurgu karakterlerle ustaca birleştirirken, Teke Şenliği’ndeki kötülük unsurlarını da yeniden işliyor.

**MEZAR KAZANLAR**  
**(William Faulkner)**

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan "Mezar Kazanlar," William Faulkner’ın II. Dünya Savaşı sonrası, 1949’da Nobel Ödülü'nü kazanmadan önce çıkan ilk romanıdır. Roman, Faulkner’ın "Ağustos Işığı"nda tanıttığı ve "İki Hamlede Zafer"de devam ettirdiği, "Öldürmeyeceksin" ilkesine dayanan, iyi eğitimli ve orta yaşlı savcı Gavin Stevens’ın başta gönülsüzce yürüttüğü iki cinayet soruşturmasını konu alıyor. Siyahi bir "olağan şüpheli"ye yönelik linç-adalet gelgitini ele alan "Mezar Kazanlar," Faulkner’ın Güney-Kuzey çatışması üzerinden ABD’nin ırk ayrımcılığıyla ve bu ayrımcılığın tarihsel ve güncel boyutlarıyla yüzleşmesini işliyor.

 

**CERRAH**  
**(Tayfun Pirselimoğlu)**

Tayfun Pirselimoğlu’nun "Cerrah" adlı romanı, çözülmeye çalışan bir gizemin yanında yeni düğümlerin ortaya çıktığı, şaşırtıcı bir öykü sunuyor. İletişim Yayınları'ndan çıkan bu roman, tuhaf bir İstanbul gecesinde devlet adına yüz değiştirme ameliyatları yapan Tarık Kara’nın hikayesini anlatıyor. Derin devletin karanlık yüzleriyle iç içe geçmiş bu öyküye, ilginç bir şekilde bir maymun ve bir kaplan da eşlik ediyor.

 

**BENİM SEVGİLİ '6 SİLAHŞÖRLER'İM**  
**(Atillâ Dorsay)**

Sinema yazarı Atillâ Dorsay, 1970 yılında Yılmaz Güney’in "Umut" filmiyle başladığı Türk sineması yazılarını yıllar boyunca adanmış bir şekilde sürdürdü. Özellikle 1990’larda ortaya çıkan yeni kuşak sinemacılar, Dorsay’ı derinden etkilemiş. Remzi Kitabevi’nden çıkan bu kitapta, usta sinema yazarı Reha Erdem, Nuri Bilge Ceylan, Yeşim Ustaoğlu, Zeki Demirkubuz, Derviş Zaim ve Semih Kaplanoğlu’nu "Benim Sevgili 6 Silahşörlerim" olarak nitelendiriyor. Kitap, sadece bu yönetmenlerin filmleri hakkında yazdığı eleştirileri değil, aynı zamanda bu filmlerin açtığı tartışmaları da kapsamlı bir şekilde ele alıyor.

 

**GOLEM**  
**(Gustav Meyrink)**

Everest Yayınları'ndan çıkan Gustav Meyrink’in ünlü fantastik romanı "Golem," Haham Löw’ün eski Prag efsanesini ve onun kilden yarattığı yapay insanı anlatır. Yarı uyku halinde olan anlatıcı, rüyasında Yahudi mahallesinin karmaşık sokaklarında Golem’le karşılaşır. Kasvetli ve şeytani bir atmosferin hakim olduğu ortamda aşk, tutku, korku ve suç öne çıkar. Anlatıcı uyandığında, kâbusunda gördüğü şeylerin izleri peşini bırakmaz ve bu fantastik dünya, giderek günlük hayatını etkiler. Kabala, Mısır gizemleri ve Hint teozofisine referanslar içeren "Golem," 1967’de Jean Kerchbron ve 1980’de Piotr Szulkin tarafından sinemaya da uyarlanmıştı.

**HATIRLAYIŞ**  
**(Hugh Conway)**

19. yüzyıl polisiye edebiyatının önemli isimlerinden Hugh Conway’in en ünlü eseri "Hatırlayış," İthaki Yayınları'ndan çıktı. 1883’te yayımlandığında 350 bin kopyadan fazla satarak büyük bir başarı elde eden bu roman, ertesi yıl tiyatroya da uyarlandı. Tecrübeli dedektifler yerine sıradan insanların cinayeti çözdüğü eserlerden biri olan "Hatırlayış," aynı zamanda romantik bir polisiye olarak da öne çıkıyor.

 

**MESLEK OLARAK SANAT**  
**(Bruno Munari)**

20. yüzyılın en etkili İtalyan sanatçı, tasarımcı ve yazarlarından Bruno Munari’nin "Meslek Olarak Sanat" adlı eseri Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlandı. Grafik tasarım, görsel sanatlar ve reklamcılık gibi alanlarda çalışanlar veya bu konularda eğitim görenler için değerli bir rehber niteliği taşıyan kitap, sanatın ürün tasarımı ve reklama nasıl entegre edilebileceğini anlaşılır bir dille ele alıyor. Munari’nin kendi çalışmalarından örneklerin ve çizimlerin de bulunduğu bu eser, modern sanat tutkunlarına ilham verecek ve başvuru kaynağı olarak öne çıkacak.

 

**SÜT LEKESİ**  
**(Szilvia Molnar)**

Düşbaz Kitaplar, Szilvia Molnar’ın ilk romanı "Süt Lekesi"ni okurlarla buluşturdu. Roman, doğum sonrası ilk günlerde evden çalışarak çevirmenlik yapan bir kadının, annelik korkusu ve toplumun dayattığı normlarla mücadelesini gerçekçi, çarpıcı ve duygusal bir şekilde anlatıyor. Alışılmışın dışında bir anne olma hikayesi sunan "Süt Lekesi," anneliğin konuşulmayan ve konuşulmaya cesaret edilemeyen yönlerini içtenlikle ele alırken, zorlukları açıkça ortaya koyuyor. Bu eser, annelik döneminin zorluklarını ve kırılganlıklarını gözler önüne sererken, sevginin karanlıktan çıkmak için ne kadar hayati olduğunu da vurguluyor.

GECENİN ÇANLARI (KARA HAYKULAR)
(Efrahim Nevzat)

Üç yıldır mücadele ettiği kanser sebebiyle 31 Temmuz’da aramızda ayrılan Efrahim Nevzat’ın Gecenin Çanları [Kara Haykular] adlı ilk ve son şiir kitabı, okurlarla buluştu. Gecenin Çanları’nda, Efrahim Nevzat’ın içinden geçtiği sürecin açığa çıkardığı “haykular” yer alıyor. Efrahim Nevzat’ın kaleme aldığı ancak şimdiye kadar yayımlamayı tercih etmediği şiirlerini bir araya getiren kitap, şairin yaşadıklarının ağırlığını ve derinliği­ni yansıtan, hayatla ölüm arasındaki sarkaçta gidip gelen şiirlerinden oluşuyor.

 

**PANDORA'NIN KUTUSU**  
**(Osamu Dazai)**

Modern Japon edebiyatının önemli yazarlarından Osamu Dazai'nin "Pandora'nın Kutusu" adlı eseri, Can Yayınları tarafından yayımlandı. 1944 yılında intihar eden Dazai’nin ölümünden dört yıl önce yayımlanan bu roman, Koşiba Risuke adlı genç bir adamın içsel çatışmaları aracılığıyla savaş sonrası Japonya'sındaki toplumsal değişimleri irdeliyor. 20 yaşındaki Koşiba'nın zatürree tedavisi gördüğü sanatoryumda hastalığıyla mücadele ederken yakın arkadaşına yazdığı mektuplardan oluşan roman, Dazai'nin diğer eserlerinde olduğu gibi otobiyografik unsurlar taşıyor.