"Harp okullarındaki mezuniyet töreninin ardından teğmenlerin kılıç çekip, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' şeklinde slogan atarak yaptıkları resmi olmayan yemin büyük yankı uyandırdı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak, teğmenlerin bu eylemiyle ne amaçladığını ve buna kimin karar verdiğini sorgulamanın gerektiğini belirtti."

BAHÇELİ'DEN "KILIÇLI YEMİN" AÇIKLAMASI
"Bahçeli, şu açıklamalarda bulundu: 'Türkiye'nin milli birlik ve dayanışma ruhuyla iç barış ve huzur ortamı üzerinde hain planları olanların son zamanlarda aşırı hareket ettiği görülmektedir. İşbirlikçi ve istismar siyasetine bel bağlayan figürlerin milli güvenliğimiz ve varlığımızı tehdit eden eylem ve söylemlerinde bir tırmanma yaşanmaktadır. Türk milletinin sabrını sınayan ve tahammül eşiklerini zorlayan zararlı bir kampanya sürekli olarak canlı tutulmaktadır. Dış bağlantılı bir operasyon mekanizması açıkça devrededir.'"

"PROVOKATİF HAMLELER ZİNCİRLEME REAKSİYON HALİNDE"
"Bu kapsamda ortaya çıkan sancılı gelişmelerin seyri ve sonuçları hem esef verici hem de tehlikeli boyutlardadır. Özellikle vurgulamak gerekir ki; sosyal medyada yayılan yalan haberler, kamplaşma ve kutuplaşmayı artıran yıkıcı eğilimler, fitne cephesini güçlendiren kötü niyetli hedefler ve devlet ile millet arasına nifak sokmaya çalışan provokatif hamleler zincirleme bir reaksiyon halindedir. Demokratik tartışma adabından yoksun, sağduyu ve soğukkanlı analizden mahrum art niyetli bir grup, milli ve manevi hassasiyetlerimizi hedef alarak yoğun bir şekilde faaliyet göstermektedir."

"TÜRKİYE'YE ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI OLMASI YÖNÜNDE BASKI VAR"
"Demokrasi dışı bunalım ve çalkantılara özlem duyan devlet ve millet muhaliflerinin, Türkiye'yi iç ve dış kaynaklı mütehakkim dayatmalara açık hale getirmek için yoğun çaba gösterdiği açıktır. Gerçekçi bir değerlendirmeyle, Türkiye'ye ölümü gösterip sıtmaya razı olma baskısı yapılmakta ve şiddet dozajı giderek artan bir provokasyon ve propaganda kuşatmasıyla karşı karşıyayız. 

Bu alçak hedeflerin ilk aşamasında, yönetilemeyen, krizler içinde boğulan ve herkesin birbirine düşman olduğu bir ülke manzarasının yaratılması planlanmaktadır. İkinci aşamada, milli direncin kırılması, terörle mücadelenin aksaması, ekonomik ve diplomatik alanda boyun eğilmesi ve etnik ve mezhep ayrışmasının körüklenmesi hedeflenmektedir. Üçüncü aşamada ise, sözde erken seçim zorlamasıyla Türk ve Türkiye Yüzyılı Vizyonunun işlevselliğinin sabotajı ve anti-demokratik arayışlara zemin hazırlamak amaçlanmaktadır. Türk ve İslam düşmanlarını siyasete sızdırıp ardından destekleyen zararlı iç ve dış odaklar, demokrasiyi, milli egemenliği ve hukuk üstünlüğünü zayıflatmak için sistemli şekilde her yolu denemektedir."

"TSK'YI HASTALIKLI TARTIŞMALARIN İÇİNE ÇEKMEK VAHİM BİR HATA"
"Tarih ve millet huzurunda ifade ediyorum ki, asla başarılı olamayacaklar ve sonuç elde edemeyeceklerdir. Türk milleti, geçmişte defalarca tecrübe edildiği gibi, irade şerefine ve varoluş namusuna kahramanca sahip çıkacaktır. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ni maksatlı olarak tartışmaların içine çekme çabası büyük bir hatadır ve bundan kazanç umanlar hayal kırıklığına uğrayacaktır. Terörle mücadelede destanlar yazan, iç ve dış savunmamızı fedakarca yapan, şehit ve gazileriyle 2233 yıldır düşmanları titretip milletimizi gururlandıran Türk Silahlı Kuvvetleri, her zaman övünç kaynağımız olacaktır."

 

"TÜRK ORDUSU KANUN ORDUSUDUR"

"Türk ordusu, kanun ordusudur ve Türk milletinin bağrından çıkmıştır. Darbe dönemleri geride kalmış, o karanlık günlere son verilmiştir. Bu gerçeği herkes kabul etmek zorundadır. 30 Ağustos 2024 Cuma günü, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde, 72'si 14 farklı ülkeden gelen misafir öğrenciler olmak üzere 989 Harbiyeli mezun olmuştur. 190 yıllık bir geleneği yaşatan Harbiye Mektebi'nden yetişen her millet evladı, istikbal ve istiklalimizin güvencesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri'ne katılan her subay, titizlikle seçilip kıta görevlerine başlamaktadır. Mezun olan her subay, Cumhurbaşkanımızın ve Türk Silahlı Kuvvetleri Komuta heyetinin önünde, Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanunu'nun 37. maddesinde belirtilen yemini yüksek sesle etmiştir. Ancak, mezuniyet töreninin resmi kısmı tamamlandıktan sonra, Cumhurbaşkanımız ve askeri ve sivil erkan ayrıldıktan sonra, 300'ü aşkın teğmenin kılıç çekip farklı bir yemini seslendirdiği ve bunun etrafında tartışmaların yaşandığı gerçeği de ortadadır."

"BU YEMİNE KİMLER KARAR VERDİ?"
"İlk sorulması gereken, siyaset ve toplum gündeminde geniş yankı uyandıran, medyada sürekli tartışılan bu yeminin amacı nedir? Bu karar kimler tarafından alınmıştır? Resmi yemini müteakiben bazı mezun subayların ek bir yemine ihtiyaç duymalarının anlamı ve amacı nedir? Yeminler arasındaki bu bölünmenin, gelecekte Türk Silahlı Kuvvetleri içinde ya da vatan savunmasında ayrılık ve uyumsuzluk doğurmayacağının garantisi nasıl verilecektir? Hiç kimse, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün anılarını ve eserlerini istismar ederek, bu çerçevede kutuplaşma yaratmaya kalkışmamalıdır."

"KANUNİ YEMİN DIŞINDAKİ YEMİNİN ÜZERİ ATATÜRK'LE ÖRTÜLMEMELİ"
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin ortak değeridir, ilk Cumhurbaşkanımızdır ve Milli Mücadele'nin öncüsüdür. Kanuni yemin dışında yapılan yeminin, Aziz Atatürk'le ilişkilendirilmemesi ve gizlenmemesi gerektiği açıktır. Türk milleti, vatanı ve bağımsızlığı için canını seve seve vermeye hazır ve kararlıdır. Hukuk ve demokrasinin egemen olduğu ülkelerde, neyin nasıl olacağı ilke ve kurallarla belirlenmiştir ve kayıt altındadır. Bu çerçevede, maceracı yaklaşımlar ve duygu yüklü adımlar, halk arasında rahatsızlık yaratabilir, spekülasyonlara yol açabilir ve kuşkuları artırabilir."

"İKİNCİ YEMİN HADİSESİ HER BAKIMDAN NETLİĞE KAVUŞMALI"

"CHP'nin ve diğer yedeklerinin yemin meselesini istismar etmeye çalışması ve sokak röportajlarında millete hakaret eden kişileri baş tacı etmesi, ahlaki ve demokratik bir ayıptır. 30 Ağustos'u gölgeleyen ve ülkemizi meşgul eden, hasımları ümitlendiren ve istismar lobisini heyecanlandıran bu ikinci yemin hadisesinin her yönüyle netliğe kavuşması zorunludur. Milliyetçi Hareket Partisi, bu meselenin yakından takipçisi olacaktır."